2016 yılında motosikletimle yapmış olduğum Bulgaristan yolculuğumdan çok zevk almış, yolculuğumu çevreme hevesle anlatıyordum. Bu seyahati, hep hatırlayabilmek için yazdım. Yazarken o yolculuğa bir kere daha çıktım; aynı yerlerden bir kere daha geçtim, aynı yerlerde gaz açtım, aynı virajları döndüm, aynı rüzgârı ve soğuğu hissettim, aynı parlak güneşi gördüm.
Yazmak da yolculuk gibi zevkliydi. İnsanların çoğunun evde olduğu soğuk bir kış günü yazımı paylaşınca gelen tepkiler o kadar güzeldi ki aldığım zevk daha da arttı. Gitmiş, yazmış ve paylaşmıştım; iyi ki! Nice yollara!
Yol hikayeleri serüvenim işte böyle başladı. Bulgaristan’ın ardından Romanya, Moğolistan, Anadolu, Cizre öyküleri geldi. Elinizde bir kitap, beş diyar, yedi iklim; bir yol hikayesi var. Bu yolda merak, macera, çaba, keşif, dostluk, sevgi, şükür var. Cömert ev sahipleri, şamanlar, bilgeler, manastırlar, dergâhlar, şatolar, kadim metinler, yazıtlar, efsaneler, dağlar, nehirler, şelaleler, bozkırlar ve daha neler var...
Hikâyelerde, birçok diyarı, iklimi okuyoruz. Merakı, maceraları, çabayı, keşifleri, dostlukları, sevgiyi, şükranı görüyor; cömert ev sahipleri, şamanlar, bilgeler, manastırlar, dergâhlar, şatolar, kadim metinler, yazıtlar, efsaneler, dağlar, nehirler, şelaleler, bozkırlar ve daha niceleri ile karşılaşıyoruz.
368 sayfa, birçok renkli fotoğraf, iplik dikiş, karton kapak.
